Kültür Karmaşası



          Müsait oldukça ablama yardım amacıyla Antalya'da çevre ilçelere, illere hasar tespitine giderim.Sigorta eksperi olduğu için sel, su baskınları,yangın, hırsızlık gibi olayların incelenmesinde o da görev alır.O gün Side'ye gittik.Bir İngiliz'in evine hırsız girmiş.Telefonda zar zor anlaşarak evini bulabildik.Türkçeyi yarım yamalak konuşan bir İngiliz karşıladı bizi.Tanıştığım İngilizler hep soğuk gelmişti bana ama bu adam çok sempatikti, güler yüzlüydü.Selamlaştıktan sonra ablam sordu ;
           --Problem nedir?Hırsız mı girdi ?
           -Hıhım girdi.Ama gitti şimdi yok.
           Güldük baya.Hırsızın girdiği balkon kapısının da fotoğraflarını çektik.Jandarma parmak izi almış, karartmıştı her yeri.Adam gülümseyerek söylendi ; "Hırsız temiz, yok problem.Jandarma pis. "
           Evi dubleksti.O gerekli evrakları almak için  üst kata çıktı.Biz aşağıda kaldık.Sonra karar değiştirmiş olacak ki bizi de yukarıya çağırmak istedi.Bağırdı yukarıdan ;
           --Lütfen...
           Sustu, epeyce düşündü ve devam etti.
           --Gel burayaaa
           Ooo çok kaba oldu. Aslında Türkiye'de turistlerin önce küfür öğrendiğini düşününce gayet kibardı
 Bir kaç yere de daha uğradıktan sonra akşamüstü Antalya'ya döndük.Yorulmuştum, karnım da acıkmıştı baya ama, söz verdim, bir arkadaşımla görüşecektim.Telefon açtım.Evdeymiş.Evleri yolumun üstü olduğu için onu da alıp geçmemi istedi.Planımız dışarıda bir çay içip sohbet etmekti.Evlerine ulaşınca tekrar aradım.Biraz yavaş bir arkadaşım olduğu için giyinmemişti.Giyininceye kadar davet etti beni evine.Çıktım.Annesiyle, babasıyla ve diğer aile bireyleriyle tanıştım.Tam hadi bakalım çıkıyoruz derken sofrayı hazırlamaya başladılar.Ohh iyi oldu bu…Sofra hazırlığı bitince beni de davet ettiler.
           --Hadi buyur oğlum yemek yiyelim.
           Ayıp olmasın dedim kendi kendime
           -Yok ben yemeyeyim.Teşekkürler.
           Evet şimdi olacaklardan emin bir şekilde, Türk kültürüne yakışır, o sevecen ısrarları bekliyorum.Onlar ısrar edecek ben de kıramayıp oturacağım sofraya.Bu tiyatro böyle oynanır değil mi?
  --Sen bilirsin madem.
  Oturdular yediler.

  Bir karışıklık vardı.Sabahki aile Türktü, bu aile İngiliz.Ya da ben Fransız...Biraz değişik bir yemek olsa, kafayı uzatıp "Ne yemeği o öyle ?" diyeceğim, bir daha "Gelsene sen de sofraya" desinler diye ama kuru fasulye için de o sorulmaz ki."Öküz,hiç mi görmedin?" demezler mi adama?
Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilirsiniz.

0 yorum:

Yorum Gönder