Doğum Günü Hediyesi

      Galiba erkekleri en çok düşündüren konulardan biridir sevgiliye hediye almak. Kıyafet almayı düşünsen beğenmeyebilir veya üstüne olmayabilir. Takı veya bir akşam yemeği de oldukça klasik… İşte bu noktada yeteneğiyle tüm Türkiye’ye hizmet veren Faruk’u  arayıp yardımına ihtiyacımın olduğunu söyledim. Fikrimi anlatınca mükemmel olduğunu ve kesinlikle uygulamamız gerektiğini söyledi.  

     Faruk yıllardır özellikle kara kalem çalışmalarıyla kendini geliştirmiş, güler yüzlü, esprili bir ressam ve resim öğretmeni. Benim içinse hani insanın konuşmadan bile beraber güldüğü arkadaşları vardır ya, işte onlardan :))

     Neyse, planın başlangıç kısmı şöyle; Emel (Sevgilim, şimdi ise sevgili eşim) metrobüsle Büyükçekmece’ye kadar gelecek ve beraber yemek yiyeceğiz. Bu, Emel’in bildiği kısmı. Faruksa aşağıdaki haritada işaretli Mehmet abinin kafesinde bizi bekliyor olacak. Bir yolunu bulup Emeli oraya götüreceğim. Şu detayı da vurgulamam lazım, Emel Faruk’u daha önce hiç görmedi. İşte bu yüzden Faruk da Mehmet abi de kafeye ilk girişimizde beni kesinlikle tanımayacaklar.




       Faruk sürekli hadi gelin artık eve misafir gelmiş diye mesaj çekince Atirus’ta akşam yemeğini alelacele yedirdim kızcağıza. Acaba nasıl bir bahane uydursam da Corner Cafe’ye gitsek diye düşünürken, Emel “Şimdi bunun üstüne güzel bir çay giderdi.” demesin mi?  İşte aradığım fırsat “Şurada bi kafe var, çayı çok güzel oluyor. Hadi oraya gidelim.” :))

        Kafeye gittiğimizde Mehmet abi kapıdaydı, beni tanımayacaktı tamam da surat beş karış, sanırsın ki beni dövecek :)) Kapıdan girer girmez Faruk'u gördüm. Faruk’un da surat beş karış, hararetli hararetli tuvale sürekli bir şeyler karalıyor. Şimdi Faruk ‘un resim yaptığı masayı uzaktan gören  bir masaya oturmamız lazım. Zar zor gülmeden bir masa buldum kendimize.

        Emelle biraz sohbet ettikten sonra
“Bak dedim şurada bir ressam var. Acaba güzel çizebiliyor mu dedim.”
Dönüp baktı “Bilmem ki” dedi.
“Ne dersin gidip bi çizimlerine bakalım mı?”
Benden çok heveslendi;  “Hadi bakalım.”
      Bu tanımadığımız (!) ressama kolay gelsin dedim. Teşekkür etti. Tuvalin arkasından yaklaştığımız için hala yaptığı resmi görememiştik.  
“Eğer özel değilse çizdiğiniz resme bakabilir miyiz?” dedim.
“Tabi ki” dedi ve resmi bize doğru çevirdi.
      Bitanemin o andaki şaşkınlığı her şeye değerdi.
“Ama, ama bu..Nasıl olur? Ama bu, benim.”
“Doğum günün kutlu olsun bitanem.”  :))

Eğer siz de İstanbul’da yaşıyorsanız böyle plan için Faruk Çankaya ile görüşebilirsiniz. Yok İstanbul dışındaysanız da anneler günü, sevgililer günü, doğum günü vs için sevdiklerinizin kara kalem çalışması bence mükemmel bir hediye. Sipariş verebilirsiniz.

Birkaç örnek çalışması;




Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilirsiniz.

0 yorum:

Yorum Gönder