“Ben Atatürk’ün yanına koşa koşa gittim. Tabii büyük bir
heyecan içindeyim. Atatürk küçüklerle konuşurken onların düzeyine inmesini
bilen biriydi. Benim heyecanımı çarçabuk yok etti.”
Atatürk’ün “Peki
seni evlat alırsam, benimle gelir misin?” sorusuyla hayatı değişmiş. Sabiha,
Atatürk’ün diğer manevi kızları Zehra ve Rukiye ile aynı okula gitmiş. “Ben
Atatürk’ten gördüğüm şefkati kendi ailemden görmedim…Her akşam köşke döndüğümüz
zaman Atatürk derslerimizle meşgul oluyordu.” diyerek memnuniyetini dile
getiriyor Sabiha Gökçen.
Ancak okula yeni
gelen hocayı hiç sevmediğinden, ona karşı isyan eder bir tavır takındıklarından
da bahsediyor; “Bir gün Zehra ve ben hocaya karşı geldik. Hoca bizi kolumuzdan
tuttuğu gibi sınıftan attı. ‘Hadi,’ dedi, ‘gidin bakayım.’
Ağlayarak köşke
koşturmuşlar, kendilerine şefkatle davranan Atatürk’ün odasına… Mustafa Kemal
de başyaverini çağırtıp okula göndermiş. Sabiha Gökçen gerisini şöyle
anlatıyor;
“Başyaver beyi
çağırtmış, doğru okula göndermiş ve durumu öğrenmiş. Sonra bizi tekrar odasına
çağırdı ve dedi ki, ‘Siz büyük hata işlemişsiniz. Hocalara böyle yapılmaz.
Daima onları sevmek, saygı duymak lazım. Onlar sizi yetiştirecekler. Şimdi
okula gidip hocanızdan özür dileyeceksiniz ve elini öpeceksiniz.’ Biz de öyle
yaptık. Bir daha olay çıkarmadık.”
Kaynakça: Bana
Atatürk’ü Anlattılar, Hıfzı Topuz
0 yorum:
Yorum Gönder